KUTSAL GÖL :
URFA BALIKLIGÖL
Yazı
ve Fotoğraflar:
Ömer Kokal
|
Balıklı Göl'ün
gece görünümü |
|
Doğunun şehirleri
arasında global benzeşmeden en az nasibini alanlar hangileri diye
sorsalar, vereceğim listenin en başında Urfa, Urfa'da ise kuşkusuz
Balıklı Göl merkezli tarihi bölge olurdu. Yerel zanaatkârların yöreye
özgü ürünlerini sabırla yapmaya devam ettiği küçük atölyeleri, bu
ürünlerin doğuya has renklilik içinde pazarlandığı çarşıları, daracık
sokakları oluşturan taş evleri, gizemli ve dinsel efsaneleriyle insanı
etkileyen mekanları Urfa'yı doğunun gözdesi yapmaya yetiyor.
Eyyub'un sabrı,
Zeliha'nın gözyaşları
Urfa'nın mistik
efsanelerle örülü tarihinde neler yok ki? Tanrı'nın Hz. Eyyub'un sabır
ve tevekkülünü buradaki bir mağarada sınadığı, Hz. İbrahim'in Asur Kralı
Nemrut tarafından hapsedildiği mağarada çıkan su sayesinde hayatta
kalabildiği, Hz. İsa'nın yüzüne sürüp gönderdiği bir mendilin Urfa
beylerinden birini sağlığına kavuşturduğu bu söylencelerden bazıları.
Ancak Urfa'da anlatılan efsanelerin içinde en özel yere sahip olan,
kuşkusuz Hz. İbrahim'in ateşe atılma öyküsü. Tektanrıcı üç din olan
İslamiyet, Musevilik ve Hıristiyanlık tarafından tanınan ve bu dinlerin
kutsal kitaplarında adı geçen Hz. İbrahim'in Urfa'da doğduğu rivayet
edilir. Öykü bu doğumun olduğu bölgenin kralı Nemrut ile Hz. İbrahim
arasında geçer.
Efsaneye göre, Kral Nemrut yıldızlardan bir işaret alır. Bir adamın ona
ve putperestliğe savaş açacağını haber veren bir işarettir bu. Bu adam
Hz. İbrahim'dir. Ancak Hz. İbrahim sadece Nemrut'un putperestliğine
başkaldırmamış, aynı zamanda kızı Zeliha'ya da gönlünü kaptırmıştır.
Kral Nemrut bu durum karşısında Hz. İbrahim'in yakılması emrini verir.
Bugün Balıklı Göl'ün bulunduğu yere kentin her yerinden görülebilecek
büyüklükte bir ateş yakılır. Ateşin karşısına denk gelen tepeye
yaptırılan iki büyük sütun arasındaki mancınıkla İbrahim ateşe
fırlatılır. Ancak ateş göle, odunlar ise balıklara dönüşür. O gün
bugündür buradaki göl kutsal sayılır. Tıpkı göl gibi, içindeki balıklar
da kutsaldır, her kim bu balıklardan yerse, onun kör olacağına inanılır.
Halil-ür Rahman olur o günden sonra gölün adı. 'Allah'ın Dostu' anlamına
gelen bu isim, Hz. İbrahim'in kutsallığını yansıtır. Bugün göl hem
Halil-ür Rahman, hem de Balıklı Göl olarak anılıyor.
İbrahim için ağlayan Nemrut'un kızı Zeliha'nın gözyaşlarından ise
Balıklı Göl'ün hemen yanında küçük bir göl daha oluşur. Bu gölün adı
ise, 'Zeliha'nın gözü' anlamına gelen 'Ayn-Zeliha'dır.
Bu makale Gate dergisinde Nisan 2005 de yayınlanmıştır.