|
KAPADOKYA
Yazı: Ömer Kokal Fotoğraf:
Ömer Kokal
Bugün bir masal ülkesi görünümünde ki Kapadokya’nın günümüzden milyonlarca yıl önce başlayan hikayesinin ilk paragrafı kaostu. Erciyes,Hasandağ,Göllüdağ ve Melendizdağı milyonlarca yıl püskürüp, lavlarıyla bölgeyi cehenneme çevirmeseydi, böyle bir cennet ortaya çıkarmıydı bilinmez. Oluşum hikayesi uzun Kapadokya’nın.İktidarları bitipti uslanınca bu dört dağ, doğanın diğer zanaatkarları girmiş devreye.Yağmur,rüzgar ve akarsular şekil vermiş Kapadokya’nın donmuş ateş kayalarına.Milyonlarca yıl süren doğanın etkilerine bir de insan emeği ve aklı eklenince beyazdan, kızıla griden, sarıya giden renkleriyle bu heykel ormanı çıkmış ortaya. Tarih boyunca birçok halk, birçok uygarlık sahiplenmiş bu giz dolu toprakları.Asurlular Kaneş ticaret merkezini burada kurarlar, Hattilerin, Luvilerin küçük krallıklarıda yine bu topraklarda kurulur.Hititler beş yüzyıl boyunca vatan edinirler bölgeyi, ardından Frigler savaşarak alırlar.Persler ünlü dinleri Zerdüştlüğü getirip, mağaralarında ateşe taparlar.Büyük İskender’de geçer buralardan. Kapadokya dinsel kimliğini ise Roma ve Bizans dönemlerinde kazanır.Özellikle Bizanslılar kutsayarak sahiplenirler ve uğrunda çok kan dökerler.Hıristiyanlığın önemli merkezlerinden olması Arap saldırılarını üzerine çeker.Bugün neredeyse tüm bölgeye yayılan yeraltı şehirleri işte bu saldırılardan korunma içgüdüsünün eseridir. Tarihçi Strabon’un tanımladığı sınırlarıyla Kapadokya , antik çağda İskenderun,Ankara,Samsun ve Gürcistan arasında kalan oldukça geniş bir alanı kaplıyordu.Bu sınırlar tabii ki o dönemde ki Kapadokya’nın siyasi gücünün sınırlarıydı.Bugün ise Kapadokya dendiğinde aklımıza Kayseri,Niğde ve Kırşehir üçgeni gelir. Bu üçgenin çekirdeğini oluşturan Ürgüp,Göreme, Avanos ve Ihlara ise Kapadokya’nın tarih ve doğa karakterini anlayabileceğimiz en yoğun bölgedir.Bu bölgeyi gezmek için ise iyi planlanmış üç günlük bir program yeterli olur. İlk günün , ilk durağı kesinlikle Uçhisar Kalesi olmalıdır.Neredeyse tüm Kapadokya’yı görebileceğiniz kadar yüksek olan volkanik kaya bloğu, çevrenin daha kolay algılanması bakımından önemli bir nokta.Geçmişte de bölgeye gelebilecek saldırılara karşı gözetleme kulesi olarak kullanılan kale, tüneller ve pencerelerle delik deşik edilmiş.Her sabah saat sekizde açılan kale günbatımına kadar gezilebiliyor.Bölgede günbatımının en iyi izlenebildiği yerlerden olan kaleden Erciyes dağını tüm heybetiyle görmek mümkün. Uçhisar Kalesi’nin hemen altından başlayan Güvercinlik Vadisi ,Göreme’ye kadar devam ediyor.Bu vadiden yürüyerek yaklaşık bir saatte Göreme’ye ulaşılabiliyor.Oldukça keyifli olan parkur, kalabalıkların gittikleri yoldan gitmek istemeyenlere önerilir.Vadi boyunca kayalara oyulmuş güvercin yuvalarının çokluğu sizi şaşırtmasın. Bu yuvalardan toplanan güvercinlerin gübreleri , özellikle üzüm bağlarında kullanılıyor. Bölgede nefis şaraplar üretilmesinin nedeni belki de , son derece verimli olduğu söylenen güvercin gübresidir. Bu heyecan verici yürüyüşün sonunda Göreme de ki restoranlarda öğlen yemeği yiyebilir, günün ikinci bölüm için güç toplayabilirsiniz. Yemek sonrası Unesco’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Göreme Açık Hava Müzesi gezilebilir.Göreme merkezinin bir kilometre dışında yer alan bölge kayalara oyulmuş Bizans kiliseleri, şapelleri ve manastırlarıyla görülmeye değer. Bütün bu eserler içinde müzenin parlayan yıldızı ise kesinlikle Karanlık Kilise’dir.Geçtiğimiz yıllarda restorasyonu tamamlanan kilisenin içinde yer alan freskler tek kelimeyle büyüleyici.Rahibeler Manastırı ve Aziz Basil Şapeli müzenin görülmesi gereken diğer mekanları.Müze hergün 8:00 ile 17:00 saatleri arasında açık . Günün son saatlerini alışverişe ayırmak isteyenlerin bugün ki son durağı Avanos olmalıdır.Kızılırmak’ın kıyısında ki Avanos çanak, çömlek gibi topraktan yapılan objeleriyle ünlü.Burada ki atölyelerde hem bu objelerin nasıl imal edildiklerini görebilir, hem de birşeyler satın alabilirsiniz. Çevrede bulunan yüzlerce yeraltı kentinden en sağlamı olan Derinkuyu Yeraltı Şehri ikinci günün ilk durağı olabilir.85 metre derinliği olan ve yedi kat olarak oyulmuş olan Derinkuyu 20.000 kişiyi barındırabilecek kapasitedir.İlk iki katında misyoner okulu , vaftiz yeri,yatak odaları, ambarlar, mutfak,ahırlar ve şarap mahzenleri bulunan yeraltı şehrinin, 3. ve 4. katında gizlenme yerleri ve kaçış tünelleri bulunur.Şehir, MS.5. ve 10. yüzyıl arasında, Bizanslılar tarafından Arap saldırılarından korunmak amacıyla inşa edilmiş. Derinkuyu’ya yaklaşık 50 kilometre mesafede olan Ihlara Vadisi bölgenin başka bir rengini oluşturur.Melendiz Çayı’nın zaman içinde oyarak oluşturduğu vadide onlarca kilise bulunur.Ihlara Köyü’nden vadiye girip, Melendiz çayı boyunca yaklaşık 1,5 saatte Belisırma köyüne ulaşarak hem keyifli bir yürüyüş yapabilir hem de çay kenarına sıralanmış restoranlarda Melendiz ‘de yetiştirilen alabalıkların tadına bakabilirsiniz. Son gün, ilk olarak Zelve Vadisi gezilebilir.İçinde, Balıklı Kilise,Üzümlü Kilise ve Geyikli Kilise’nin bulunduğu vadi 9 ile 13.yüzyıl arasında keşişler için inziva yeri olarak kullanılmış.Zelve’nin çok yakınında bulunan Çavuşin’de ki 5.yüzyılda inşa edildiği düşünülen Vaftizci Yahya Bazilikası yine bölgede görülebilecek eserlerden. Sanırım Kapadokya gezisini bitirmek için en uygun yer Kızıl Vadi’dir.Ürgüp, Göreme arasında ki yoldan gidilebilen ve vadinin tamamının izlenebildiği tepe, günbatımı saatlerinde oldukça kalabalık oluyor. Bunun sebebi ise zaten kırmızı olan vadideki toprağın günbatımında iyice kızıla boyanıyor olması ve tadına doyulmaz bir sahne ortaya çıkması.Sanırım, görsel olarak zaten zenginliklerle dolu olan Kapadokya’yı böyle bir görüntüyle taçlandırmak ve ona veda etmek uygun olur.
NEREDE KALINIR: Sinasos Gül Konakları.19.yüzyıldan kalma iki taş konağın restore edilmesiyle oluşturulan otelin toplam 19 odası var. Tel:0384 353 54 86 .Sümer sk.Mustafapaşa-Ürgüp.www.sinasosgulkonakları.com Cappadocia Cave Suites.Kayalara oyulmuş odaları son derece iyi dekore edilmiş.Göreme’nin yüksek bir noktasında olan otelin manzarası ve şömineli avlusu harika. Tel:0384 271 28 00.Göreme. www.ccscappadociacavesuites.com Esbelli Evi.Ürgüp’ün merkezinde ki tarihi bir konak butik otele dönüştürülmüş.Odaları aslına sadık kalınarak dekore edilmiş. Tel:0384 341 33 95.Ürgüp. www.esbelli.com.tr
NEREDE YENİR: Mikro Restaurant.Özellikle yerli halkın rağbet ettiği restoranın çömlek kebabı meşhur. Tel: 0384 341 20 68. Dumlupınar Cad.No:33 Ürgüp. Ottoman House. Otel olarak hizmet veren mekanın zemin katı harika bir restoran .Oldukça zengin olan menüsü bölgenin en iyisi denilebilir. Tel:0384 271 26 16. Uzundere Cad. Göreme. Şanso-Panso Restaurant.Avanos meydanında ki mekan yerel çömleklere yaptığı güveçiyle ünlü.
|