YAŞAMIN SİMGESİ: HAYAT AĞACI
Yazı: Ömer Kokal Fotoğraf: Ömer Kokal
Topkapı Sarayı Harem Dairesi deki hayat ağacı süslemesi
Hayat Ağacı, insanlık tarihinin çeşitli dönemlerinde en fazla kullanılan simgesel temadır. Çeşitli toplumların mitolojilerinde sözü geçen ağaç kimi zaman yaşamı, kimi zaman da evreni betimlemek için kullanılır. Birbiriyle ilişkisizmiş gibi görünen birçok toplumun ortak paydasıdır ağaç motifi. Fransa'da meşe, Almanya'da ıhlamur, İskandinavya'da dişbudak, Lübnan'da sedir, Hindistan'da banyan, Sibirya'da kayın, Türk kültüründe ise servi ağacının özel bir yeri vardır. Çünkü ağaçlar kökleri ile yeraltında, gövdesi ile yeryüzünde ve ışığa yönelen yaprakları ile gökyüzündedir, yani evrenin üç katını birleştirir. Büyümek için güneşe ihtiyaç duyan ağaçların sürekli gökyüzüne doğru olan yükselişleri de mistik bir anlam taşır. Yaşamı en iyi simgeleyen de ağaçlardır. İlkbaharda çiçek açmaları, meyve vermeleri doğumu, sonbahardaki yaprak dökümü ise yaşamın sona erişini çağrıştırır. Aynı zamanda bu durum evrenin ve yaşamın kesintisiz devamlılığını da akla getirir.
Tevrat'ın 'Yaradılış' bölümünde sözü geçen ağacın meyveleri Adem ile Havva'nın cennetten kovulmasına neden olmuştur. Bu olay, insanın dünyadaki yolculuğunun başlangıcıdır. Kuran'da ise cennetin ortasında bulunan, kökleri yukarıda, dalları aşağıda olan olağanüstü büyüklükteki Tuba ağacından (Rad Suresi 29) bahsedilir. Tao felsefesinde, Kabala inancında ve Sibirya şamanlarında Hayat Ağacı kozmik dünyayı simgeler. Yeraltı ile gökyüzü arasındaki bağlantıyı sağlayan Hayat Ağacı, dünyanın merkezi kabul edilir. Şaman ve Siu kızılderililerinin çadırlarının ortasında bulunan kayından yapılma direğin, dünyanın merkezini simgelemesi şaşırtıcı bir benzerliktir. Çinliler'in Kıyen-Mu ağacı da dünyanın merkezi kabul edilir. Bu ağacın sekiz dalı gökyüzünün sekiz katını simgeler. Şaşırtıcı bir başka bağlantı da, Selçukluların kullandığı Hayat Ağacı motiflerinin de yedi veya dokuz yapraklı olması ve bu yaprakların göğün katlarını simgelemesidir.Eski Yunan ve Roma'da yeraltı tanrısı Pluton'un simgesi olan servinin cehennem ilahları ile ilişkili olduğu düşünülürdü.
Belki de, servinin en çok mezarlıklarda dikili olmasının nedeni budur. Yapraklarının yeşilliğini kaybetmemesi nedeniyle servi aynı zamanda ölümsüzlüğü de simgeler. Türk kültüründe de Hayat Ağacı'nın özel bir yeri vardır. Çeşitli Türk kavimleri tarafından farklı biçimlerde kullanılan Hayat Ağacı, bazen kayın, bazen meşe, bazen de servi olmuştur. Geçmişten günümüze doğru Türk kültürünü incelediğimizde ağaç motifinin ne kadar çok kullanıldığını ve kullanımındaki benzerlikleri daha iyi görürüz. Uygurların ünlü hakanı, Bögü-Han'ın 'Türeyiş' efsanesinde ağaç doğurganlığı ifade eder. Bu efsanede sözü geçen ağaç, kışın bile yapraklarını dökmeyen servi benzeri bir ağaçtır. Bir gece, bu ağaca gökten kutsal bir ışık düşer. Dokuz ay sonra Uygurlar ağacın dibinde beş bebek bulur, bu bebeklerden biri Bögü-Han'dır. Aynı şekilde Yakut Türklerinin 'Er-Sogotoh' efsanesinde de ilk insana yeryüzünde yol gösteren ve yardım eden Hayat Ağacı'dır. Altaylar'da ise gökyüzünü delerek yükselen çok büyük bir çam ağacından ve bu ağacın tepesinde Tanrı Bay-Ülgen'in oturduğundan söz edilir.
Gök ağacı olarak anlatılan bu ağacın dokuz dalı vardır. Sibirya'da yaşamış olan bazı Tatar kavimlerinin efsanelerinde de dünyanın ortasında bulunan ve göklere kadar yükselen yedi dallı kutsal bir kayın ağacından söz edilir.Selçuklular da çeşitli biçimlerde bu motifi kullandı. Selçukluların Hayat Ağacı'nı kullanış biçimleri Sibirya ve Orta Asya şamanlarının kullanış biçimleri ile benzerlikler gösterir. Her ikisinde de ağacın dalları göğün katlarının simgesidir. Kullanılan ağaç kayın ve palmiyedir. Ayrıca, Selçuklu'nun kullandığı bazı Hayat Ağacı motiflerinde ağacın alt tarafında yılanlar, üst tarafında ise ulu bir kartal betimlenir, bununla yeraltı ve gökyüzü ifade edilir, yani evrenin üç katı ilişkilendirilirdi.Osmanlı kültüründe ise Hayat Ağacı servidir. Servi motifi Osmanlı'nın zanaatkârları tarafından çinilerde, kilimlerde, çeşmelerde, duvar resimlerinde ve daha birçok yerde çokça kullanılmıştır. Çeşmelerde, özellikle musluğun iki yanında kullanılması suyun hayat olduğunu ifade eder. Hayat Ağacı'nı en iyi anlatan da bu kullanım biçimidir.
Safranbolu'da bir evdeki hayat ağacı deseni
Bazı kullanımlarda ise Hayat Ağacı'nın dallarına konmuş kuşlar betimlenir. Bu kuşlar hayatın içindeki canları yani insanı simgeler. Bu kuşlar zamanı geldiğinde uçarlar. Servi ağacının minarelerle olan benzerliği de, bu ağacın Osmanlı kültüründeki yerini sağlamlaştıran etkenlerden biridir. Bu makale Thy Skylife dergisinde Ekim 2001'de kapak olmuştur.