PRENS ADALARI
Yazı
ve Fotoğraflar:
Ömer Kokal
|
Yeşille iç içe olan ada evleri doğa ile uyumlu... |
SÜRGÜN PRENSLERDEN, YARATICI YAZARLARA:
Prenslerin
sürgün edildiği karanlık dönemlerin ardından, edebiyatımızın yaratıcı
yazarlarının mesken tutup aydınlık günler yaşattığı Adalar her mevsim
İstanbul’un gözdesi.
“Prens Adaları”,
“Papaz Adaları”, “Kızıl Adalar”.Tarih boyunca şartlar ve kültürlere
göre değişen isimlerden ilki olan “Prens Adaları” günümüzde de
kullanılmakta. Bu isim her ne kadar kulağa hoş gelse de adalara adını
veren prenslerin başına gelenler pek de hoş değil.
İstanbul’un
Bizans’ın başkenti olmasının ardından imparatorlar tahtlarına ortak
olabilecek evlat, kardeş gibi yakınlarını, muhaliflerini adalara sürgün
edip burada ağır işkencelerden geçirerek ölüme terk ettirirlerdi.
Adalara sürgün edilen ilk kişi Ermeni Piskoposu I. Narses olur. Ardından
yüzyıllar sürecek sürgün geleneği devam eder. Ünlü İmparator Romanos
Diogenes Selçuklu Sultanı Alpaslan’a yenilmesinin ardından burada ölüme
terk edilir.
1908 yılında
Meşrutiyet sonrası II.Abdülhamid’in yakın çevresi adalarda mecburi
ikamet ettirilir. Adalara gelen son sürgün gelenlerin en ünlüsü olur. Bu
kişi Sovyet Devrimi’nin ünlü ismi Troçki’dir. Tabii adaya sadece zorunlu
değil gönüllü sürgünlerde yerleşmiş. Büyükada’nın en ünlü gönüllüsü ise
edebiyatımızın büyük romancısı Reşat Nuri Güntekin’dir.
Adalar Bizans
döneminde bir başka yanıyla daha dikkat çeker. İnziva ve sağlık için
oldukça uygun olan şartları nedeniyle adalara birçok manastır ve kilise
inşa edilir o dönemlerde.Buralara inziva, eğitim veya tedavi için keşiş,
rahip ve papazların gelmeleri nedeniyle “Papaz Adaları” olarakta anılan
adalarda günümüzde de bulunan onlarca kilise ve manastır bu geleneğin
devamı niteliğindedir.
İstanbul’un
fethinden kısa bir süre önce 17 Nisan 1453’te Osmanlı topraklarına
katılan adalar 16. yüzyılın başlarına kadar boş kalır. Bu yüzyıldan
itibaren Rum balıkçılar, rahipler, keşişler ve yabancı sefaret
mensupları bölgeye yerleşmeye başlar. 1846 yılında düzenli gemi
seferlerinin başlatılmasıyla adaların çehresi hızla değişir ve altın
çağlar diyebileceğimiz dönemler başlar. Türklerin adalara verdikleri
isim ise “Kızıl Adalar”dır. Adaların kırmızıya çalan toprağının rengi bu
ismin nedeni olur.
İstanbul’lu
zenginlerin ve adalarda yaşayan azınlıkların yaptırdıkları köşklere
yerleşmeleri ada yaşamını canlandırır. Ayrıca Rusya’dan kaçarak adalara
yerleşen Beyaz Ruslar’ın gelişiyle ardarda yeni eğlence yerleri açılmaya
başlanır. Kısa sürede Batılı yaşam tarzı adalara hakim olur. Adalar
artık İstanbul’un eğlence ve sayfiye merkezidir.
Dokuz adadan
oluşan Prens Adaları dendiğinde ilk olarak dört ada akla gelir. Bunlar
Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada’dır. Diğer beş ada ise ya
yerleşime kapalı ya da özel mülktür.
Sedefadası (Terevintos)
tarihte sürgün adalarının başında gelir ve yakın zamanda yerleşime
açılmıştır. Yerleşime kapalı olan Yassıada (Plati) 27 Mayıs 1960 sonrası
Adnan Menderes ve diğer partililerin yargılandığı yer olarak ün
yapmıştır. Üzerinde eski bir taşocağı olan Sivriada (Oksia) ıssızdır.
Özel mülk olan Kaşıkadası (Pita) yemyeşil oluşuyla ve kaşığa benzeyen
biçimiyle dikkat çeker. Tamamen kayalık ve bomboş olan Tavşanadası (Neandros)
ise Prens Adaları’nın en küçüğüdür.
Adaların en
büyüğü olan ve idari merkez konumunda ki Büyükada tarihi köşkleri, geniş
çamlıkları ve mesire yerlerinin çokluğu ile öne çıkar.Geçmişte Prinkipo
olan adı prens anlamına geliyor.
Bahçeleri ve
detaylarıyla birer sanat eseri görünümünde ki köşkleri seyrederek
yapacağınız yürüyüşler sizi mutlaka çam ağaçlarıyla kaplı alanlara
çıkarır. Uzun mesafe yürüyüşlerinden hoşlanmayanlar içinse iskele
meydanından kalkan faytonlar ya da yine aynı yerden kiralayabileceğiniz
bisikletler diğer seçeneklerdir.
|
İtalyan mimar Raimondo d'Arranco'nun inşa ettiği kule. |
Ancak Büyükada’nın en
keyifli mekanı olan Aya Yorgi Tepesi’ne çıkmak için
yürümekten başka şansınız yok. Yaklaşık yarım saatlik dik bir yokuşla
ulaşılan tepenin manzarası doyumsuz. Tepe’de bulunan manastır ve
kilisenin yanısıra bir kır restoranı öğlen veya akşam yemekleri için
uygun. Mekanın en özel ürünü ise ev yapımı şarapları.
Çam ağacından,
meşeye, yılbaşı bitkisi herdemtazeden, yasemin ve mimozaya kadar
yüzlerce çeşit bitkinin yetişmesi Büyükada’nın renklerini her mevsim
farklılaştırır. Bu zengin ağaç ve çiçek çeşitliliği İstanbul’dan kaçış
için yeterli neden oluşturur.
Deniz mevsimi
dışında özellikle sonbahar ve ilkbahar aylarında piknik için adaya
gelenler için en simge mekan Dilburnu’dur. Birçok Türk filmine plato
olan mekan denize doğru yaklaşık 500 metre uzayan çam ağaçlarıyla kaplı
bir alan. Hemen yanında ise adanın en ünlü plajı olan adını eski
işletmecisi Yorgali’den alan Yörükali Plajı yer alır.
Büyükada’nın Aya Yorgi’den sonra ki ikinci yüksek tepesi olan İsa Tepesi oldukça
ilginç bir yapıya evsahipliği yapar. Sadece yürüyerek ulaşabileceğiniz
bu yapı 1898 yılında Fransızlar tarafından otel olarak inşa edilmiş.
“Prinkipo Palas” olarak adı bile hazır olan otel için dönemin
yöneticilerinden gerekli işletme izinleri alınamaz. Bu nedenle 1902
yılında yapı Eleni Zarifi isimli Rum bir kadına satılır. Bu tarihten
sonra Rum çocukları için yetimhane olan yapı 1960 yılında boşaltılarak
kaderine terkedilir.
Adayı gezmeyi
bitirip tekrar iskele meydanına döndüğünüzde gemi beklerken yapılacak en
uygun şey Büyükada Pastanesinin tarçınlı, sakızlı, portakallı
kurabiyeleri eşliğinde kıyıda çay içmektir.
|
Heybeliada'nın üzerinden batan güneş.
Büyükada'dan keyifle izlenir. |
Yüzölçümü olarak ikinci büyük ada olan Heybeliada’nın geçmişte ki adı
Halki. Yunanca bakır anlamına gelen bu adın nedeni 19.yüzyılda adada
bulunan bakır madeni. Uzaktan bakıldığında yere bırakılmış bir heybeye
benzemesi ise Türkçe adının kaynağı.
Eğitim kurumlarıyla öne çıkan Heybeliada’da manastır ve kiliselerin
sayısı da oldukça fazla. Deniz Lisesi, Ruhban Okulu, sanatoryum
bünyesinde ki Hemşire Okulu Heybeliada’nın en önemli eğitim kurumları
olarak karşımıza çıkar.
1971 yılında eğitime son verilen Ruhban Okulu adanın en yüksek tepesi
olan Papaz Dağı’nda kurulmuş son derece ihtişamlı bir yapı. Ancak
randevu alınarak gezilebilen yapının içinde bir kilise ve elyazmalarının
çoğunlukta olduğu bir de kütüphane mevcut.
Heybeliada’da görülecek iki müzeev yakın tarihimizin siyaset ve
edebiyatının önde gelen isimlerine ait. 1930 yılından itibaren İsmet
İnönü ve ailesine ev sahipliği yapan Mavromatis Köşkü şimdi İnönü Müzesi
olarak hizmet veriyor. Diğer müze ise yazdığı gerçeküstü öyküleriyle
tanıdığımız Hüseyin Rahmi Gürpınar’a ait.
|
Aya
Yorgi Kilisesi. |
Büyükada ve Heybeliada’nın
aksine farklı mimari özellikler gösteren Burgazada ve
Kınalıada’da yoğun insan yerleşimi 1950’li yıllarda başlamış. Bu nedenle
o yıllarda yapılan iki, üç katlı apartmanlar bu iki adada daha fazla
görülür.
Burgazada’nın
geçmişte Antigoni olan adının nedeni İskender’in oğlu Antigonos’un adada
bir kale yaptırmış olmasıdır. Kalpazankaya adanın lezzet mekanı. Kuyu
kebabı ile ünlü bir restoranın bulunduğu Kalpazankaya günbatımlarında
manzarasının güzelliğiyle keyif veriyor.
Sait Faik’te
edebiyatımızın adaları mesken tutan bir başka ismi. 1954 yılından
itibaren yazlarını Burgazada’da geçiren ünlü hikayecimizin yaşadığı ev
şimdi müze olarak kullanılıyor.
İstanbul
yönünden gelindiğinde ilk ada olan Kınalıada bu özelliğinden dolayı
geçmişte “ilk” anlamına gelen Proti adıyla anılıyordu. Kınalıada diğer
adaların güzellikleri ve özellikleri yanında biraz sönük kalıyor.
Yaz mevsiminin
kalabalıklarının geride kaldığı güz aylarında doğa adalarda renk
değiştirmeye başlar. Hem bu renk cümbüşünün tadını çıkarmak, hem de
sakinliğin keyfini yaşamak isteyenler en azından bir hafta sonlarını
Prens Adaları’na ayırmalı.
|
Adaların mimarisinde
köşkler önemli yer tutur. |
ÖNE ÇIKANLAR:
-
Heybeli ve Büyükada’nın ihtişamlı ahşap köşkleri, Kınalı ve Burgaz’ın
50’li yıllara tarihlenen mütevazi evleri.
-
Büyükada’da Reşat Nuri Güntekin’in, Heybeli’de Hüseyin Rahmi
Gürpınar’ın, Burgazada’da Sait Faik’in bir zamanlar yaşadıkları
evler.
-
Geçmişte din bilgini ve rahip yetiştiren ancak bugün kapalı olan
Heybeliada’da ki “Ruhban Okulu”.
-
Dilekleri olanlar ya da nefis manzara eşliğinde ev yapımı şarap içmek
isteyenlerin uğrak yeri Büyükada’da ki Aya Yorgi Tepesi.
-
Prens
Adaları’nın tümünde bulunan ve geçmişte adaların dinsel kimliğini
yansıtan onlarca tarihi manastır ve kilise.
-
Otomobillerin olmadığı adaların sokaklarında fayton turu ya da
bisikletle gezmenin keyfi.
1)
“Yeşil Mimari”
Ada Evleri.
Büyükada ve Heybeli’nin
1950’liden önce yapılan köşkleri, Kınalı ve Burgaz’ın 1950 sonrası
yapılan apartmanları Türk mimarisinin tarihini anlatır.
2 ) “Sonsuz Bilgi”
Ruhban Okulu.
1971 yılına
kadar açık olan okul dünyanın heryerinde görev yapacak rahip ve din
bilginlerini yetiştiriyordu. Kütüphanesinde birçoğu elyazması 130.000
eser bulunuyor.
3 ) “Dileğiniz
Varmı?”
Aya Yorgi
Tepesi.
Adaların en
yüksek tepesi olan 203 metrelik Yücetepe’ye kurulmuş olan Hagios
Georgios Kilisesi her yılın 23 Nisan ve 24 Eylül tarihlerinde dileği
olanlarla dolup taşar.
4 ) “Gizem
Öykücüsü”
H
.R.Gürpınar Evi.
Gizemli
romanlarıyla tanınan ünlü edebiyatçımız Hüseyin Rahmi Gürpınar
eserlerinden kazandığı parayla Heybeliada’da bir ev yaptırır ve 31 yıl
bu evde yaşar.Ev bugün müze ve hergün açık.
5)
“Mistik Dünya”
Dini Yapılar.
Adaların merkezinde ki
tarihi kilise, sinagog gibi yapılar burada yaşayan halkın ibadeti için
kullanılırken gözden uzak yerlere yapılan manastırlar ise keşişlerin
inzivası için kullanılmış.
6)
“Ada Denince”
Fayton Keyfi.
Adaları
faytonsuz düşünmek mümkün olmadığı gibi adalara gidipte bu keyfi
yaşamamak olmaz. Gemiden iner inmez bulabileceğiniz faytonlar sizi
dilediğiniz yere götürmek için hazır bekler.
7)
“O Ağacın Altı”
Kalpazankaya.
Burgazada’da ki
Kalpazankaya geçmişte sahte para basan bir çetenin mekanıyken şimdi çam
ağaçları altında nefis manzaralı bir kır restorana ev sahipliği
yapıyor.Tel:0216 3811504.
8)
“Eskisi Gibi”
Meyhane Barba.
Burgazada’nın iskele
meydanında deniz kenarında ki mekanın sahibi adalı Yani Lorencu. Nefis
mezelerin yanında rakı balık keyfi içinde son derece uygun. Tel: 0216
381 24 04.
9) “Zeytinyağının
Tadı”
Ambrosia
Restoran.
İkinci kuşak
adalı olan Gökçin beyin işlettiği mekanın en önemli özelliği tüm
mezelerde soğuk sızma Ayvalık zeytinyağı kullanılıyor olması.Ayyıldız Cd.No:30
Heybeliada.Tel:0216 351 13 88.
10) “Akşamdan
Akşama”
Halki Restoran.
Deniz ürünleri ve
zeytinyağlı soğuk mezeleri rakı veya şarap eşliğinde kurulan akşam
sofraları için çok uygun.Sizin yapmanız gereken sohbet edebileceğiniz
insanları bulmak. Ayyıldız Cd. No:24.Tel:0216 351 85 95.
11) “Lezzetin
Sırrı”
Büyükada Pastanesi.
Sabah sabah insanların
sırada beklediği bir pastane görürseniz orası Büyüada Pastanesidir.
Sakızlı, tarçınlı kurabiyeleri gibi börekleride harika. Recep Koç Cd.
No:42.Tel:0216 382 43 03.
12) “Öykü Müzesi”
Sait Faik
Müzeevi.
1954 yılında
ailesinin satın aldığı bu eve her yaz gelen Sait Faik birçok öyküsünü
burada yazmış. Ayrıca Burgaz’da ki ev yazarın öykülerinde de sıkça
yeralır.Müze hergün açık.
13) “Cumhuriyet
Tarihi”
İsmet İnönü
Müzeevi.
Edebiyatçılarımızın dışında adaları mesken tutan devlet adamlarımızda
olmuş. İnönü ailesinin bir zamanlar yaz aylarını geçirdikleri Mavromatis
köşkü şimdi müze halini almış.
14) “Türk Filmi”
Dilburnu .
Birçok Türk
filminin çekildiği Dilburnu çam ağaçlarıyla kaplı denize doğru üzanan
bir mesire yeri. Özellikle çam ağaçlarının gölgesinde ve kokularında
piknik yapmak harika.
15)
“Şimdi O Yetim”
Eytam Mektebi.
Geçmişte yetim kalan Rum
çocuklara hizmet veren Büyükada’da ki yapı bugün kaderine terkedilmiş
durumda.Ancak 235 odalı dünyanın en büyük ahşap yapısı hala heybetli.
16)
“Aşk İçin”
Aşıklar Yolu.
Büyükada’nın sırtlarında
yer alan çam ağaçlarıyla kaplı toprak bir yola verilen bu ad çok uygun.
Sessizliğin ve nefis manzaranın eşliğinde aşkını yaşamak isteyenlere
önerilir.
17)
“Sanat İçin”
Büyükada Kültürevi.
Adalarda konser, sergi,
tiyatro gibi sanat etkinlikleri organize eden dernek tarihi bir köşkü
hem kafe, hemde çeşitli faaliyetleri için kullanıyor.Çankaya Cd.
No:21.Tel:0216 382 73 78.
18)
“Karadutun Tadı”
Tadım Dondurmacı.
Heybeli ve Burgaz’da
hizmet veren Tadım Dondurmacı’nın özellikle sakızlı ve karadutlu
dondurmaları denenmeli. Diğer çeşitleride son derece nefis.Ayyıldız Cd.
No:2 Heybeliada.
19)
“Eski Dost”
Turing Kafe.
Tarihi mekanları restore
ederek halkın kullanımına açan Turing bu kez tarihi Büyükada
İskelesi’nin üst katını kafe haline getirmiş.Mekan son derece şık,
terasın manzarası harika.
Tel:0216 382 83 05.
20)
“Uçarcasına”
Bisiklet Keyfi.
Adaların detaylarını
görmenin en keyifli yolu bisiklet kiralamak. Böylece gönlünüzce rotalar
izleyebilir.otomobilsiz yolların özgürce tadını
çıkarabilirsiniz.Kiralama Büyükada’da 23 Nisan Cd. 37.Heybeliada’da
İşgüzar Sk. No:36.
KONAKLAMA ÖNERİLERİ:
Splendid Palace. 1911
yılına tarihlenen otel iki büyük kubbesiyle oldukça ihtişamlı
görünüyor.Otele girdiğiniz anda geçmişe yolculuğunuz başlıyor. 23 Nisan Cd. No:53 Büyükada. Tel:0216 382 69 50.
Saydam Planet Hotel.
İskelenin hemen karşısında ki otelin mimarisi koloniyal tarzıyla dikkat
çekiyor. Odaların manzarası harika. İskele Meydanı Büyükada. Tel: 0216
382 33 66.
Hotel Princess. Adanın
meydanında olması avantaj. İskeleye ve faytonlara yakın. Odaları basit
ve keyifli. İskele Meydanı No: 2 Büyükada. Tel: 0216 382 16 28.
Hotel Merit Halki Palas.
Merkezin biraz dışında ancak ağaçlarla kaplı çevresi özellikle sonbahar
aylarında nefis manzaralar sunuyor. Tarihi atmosferi otelin artısı.
Refah Şehitleri Cd. No:88 Heybeliada. Tel: 0216 351 00 25.
ULAŞIM:
Adalara Sirkeci, Kabataş, Kartal, Kadıköy ve Bostancı’dan düzenli olarak
vapur seferleri yapılıyor. Ayrıca Kabataş ve Bostancı’dan deniz
otobüsleriyle de adalara ulaşılabiliyor. Ancak mevsimlere göre her iki
alternatifinde sefer saatleri değiştiği için önceden bilgi almak
gerekli.
Şehir Hatları Danışma:
Tel: 0212 249 18 96 – 244 02 07.
Deniz Otobüsleri:
Tel: 0212 516
12 12.
www.ido.com.tr
ADALAR HAKKINDA:
Proti’den Kınalı’ya. Orhan Şevki. Sel Yayıncılık.
Tarih Boyunca İstanbul
Adaları. Pars Tuğlacı. Say Yayıncılık.
TURLAR:
Achill Turizm. Ekim ayı boyunca haftasonları adalara günübirlik turlar
düzenleyen firma öğlen yemeğini kıyıda ki restoranlarda ikram ediyor.
Tel: 0216 418 97 73.
Arnika Turizm. Büyükada
ve Heybeliada’ya haftasonu konaklamalı ve günübirlik geziler düzenleyen
firma Ruhban Okulu’nu da gezdiriyor. Tel: 0212 245 15 93.
Bu makale Voyager dergisinde Ekim 2004 de yayınlanmıştır.