ZAMANIN
TANIĞI URFA
Yazı
ve Fotoğraflar:
Ömer Kokal
Doğunun şehirleri arasında global benzeşmeden en az etkilenen şehir
olan Urfa, gizemli ve mistik havasını korumaya ve bunu ziyaretçilerine
sunmaya devam ediyor.
|
Yerel zanaatkârların
yöreye özgü ürünlerini sabırla yapmaya devam ettiği küçük atölyeleri, bu
ürünlerin doğuya has renklilik içinde pazarlandığı çarşıları, daracık
sokakları oluşturan taş evleri, efsaneleriyle insanı etkileyen dinsel
mekânları Urfa’yı doğunun gözdesi yapmaya yetiyor.
Tarihi boyunca kimler gelip geçmemiş ki Urfa’dan. Bilinen ilk yerleşimin
yaklaşık on bir bin yıl önceye dayandığı kente o tarihlerden itibaren
Akkad, Babil, Hitit, Hurri, Mitanni, Asur, Pers, Makedon, Roma gibi
birçok halk ve uygarlık egemen olmuş.
Sasani, Got ve Moğolların yıkımlarını da gören Urfa uzun bir süre
Selçuklular, Haçlılar ve Müslüman devletler arasında el değiştirmiş.
1516 yılında ise Osmanlı İmparatorluğu kente hâkim olmuş. Kurtuluş
Savaşı yıllarında bir süre önce İngiliz, ardından Fransız işgaline
uğrayan kent, 1920’de bağımsızlığına kavuşmuş.
Kentin isimleri...
Urfa halkının savaşta gösterdiği kahramanlıklar nedeniyle 1984 yılında
kent Şanlıurfa adını almış. Ancak Urfa’nın bilinen en eski ismi Aramiler
tarafından verilen Urhay. Makedonlar kente geldiğinde ise verdikleri
isim Edessa olmuş. Bugünkü Urfa adının Süryanice Urhai sözcüğünden
türediği; Urhai’nin ise Arapça’da “suyu bol” anlamına gelen Er-Ruha
sözcüğünden kaynaklandığı düşünülüyor.
Urfa’nın mistik efsanelerle örülü tarihinde neler yok ki. Tanrı’nın Hz.
Eyyub’un sabır ve tevekkülünü buradaki bir mağarada sınadığı, Hz.
İbrahim’in burada doğduğu ve Asur Kralı Nemrut tarafından hapsedildiği
mağaradan çıkan su sayesinde hayatta kalabildiği ve Hz. İsa’nın yüzüne
sürüp gönderdiği bir mendilin Urfa beylerinden birini sağlığına
kavuşturduğu, bu söylencelerden bazıları.
|
Balıklı Göl
Urfa’da anlatılan efsanelerin içinde en özel yere sahip olan, kuşkusuz
ki Hz. İbrahim’in ateşe atılma öyküsü. Tektanrıcı üç din olan İslamiyet,
Musevilik ve Hıristiyanlık tarafından tanınan ve bu dinlerin kutsal
kitaplarında adı geçen Hz. İbrahim’in Urfa’da doğduğu rivayet edilir.
Öykü bu doğumun olduğu bölgenin Kralı Nemrut ile Hz. İbrahim arasında
geçer.
Söylenceye göre Kral Nemrut, yıldızlarda, bir adamın ona ve
putperestliğine savaş açacağını haber veren bir işaret görür. Bu adam Hz.
İbrahim’dir. Ancak sadece Nemrut’un putperestliğine başkaldırmamış, aynı
zamanda kızı Zeliha’ya da gönlünü kaptırmıştır. Kral Nemrut bu durum
karşısında Hz. İbrahim’in yakılması emrini verir. Bugün Balıklı Göl’ün
bulunduğu yere, kentin her yerinden görülebilecek büyüklükte bir ateş
yakılır. Ateşin karşısına denk düşen tepeye yaptırılan iki büyük sütun
arasındaki mancınıkla İbrahim ateşe fırlatılır. Ancak ateş göle, odunlar
ise balıklara dönüşür. O gün bugündür buradaki göl kutsal sayılır. Tıpkı
göl gibi içindeki balıklar da kutsaldır; her kim bu balıklardan yerse
onun kör olacağına inanılır.
O günden sonra gölün adı Halil-ür Rahman olur. “Allahın Dostu” anlamına
gelen bu isim Hz. İbrahim’in kutsallığını yansıtır. Bugün göl hem Halil-ür
Rahman, hem de Balıklı Göl olarak anılıyor.
İbrahim için ağlayan Nemrut’un kızı Zeliha’nın gözyaşlarından ise
Balıklı Göl’ün hemen yanında küçük bir göl daha oluşur, bu gölün adı ise
“Zeliha’nın gözü” anlamına gelen “Ayn-Zeliha”dır.
Bugün her iki gölün karşısındaki tepenin üzerinde mancınık olarak
kullanıldığına inanılan iki sütun hâlâ ayakta. İnanışa göre bu
sütunların birinin altında “bitmeyen su”, diğerinin altında ise
“bitmeyen altın” bulunuyor; biri yıkılırsa Urfa altına, diğeri yıkılırsa
Urfa için altın kadar değerli olan suya gömülecek kent. Balıklı Göl’ün
hemen yanı başında yer alan ve Eyyubiler Devleti’nin kurucusu Salahaddin
Eyyubi’nin yeğeni Melik Eşref tarafından 1211 yılında yaptırılan Halil-ür
Rahman Cami ise, gölün doğal güzelliğine mimari estetik katıyor.
Urfa’nın çarşıları...
Balıklı Göl civarında yoğunlaşan anıtsal yapılar kentin kültürel ve
dinsel merkezini oluştururken, onlarca farklı mesleğin icra edildiği ve
sayısız ürünün satıldığı tarihi kapalıçarşılar da Urfa’nın alışveriş
merkezini oluşturuyor. Bu çarşılar kompleksinin kalbi, Bedesten
Çarşısı’nda atıyor. 16. yüzyılda inşa edilmiş olan çarşının diğer adı
Kazzaz Han. Halep’ten, Şam’dan ve İran’dan gelen şallar, örtüler ve
bindallılar, çarşıyı gökkuşağını andıran renk cümbüşüne boğuyorlar.
Bedesten’in dört kapısından biri Sipahi Çarşısı’na açılıyor. Daha çok
halı, kilim ve keçe satan iki metrekarelik küçücük dükkânlardan oluşan
çarşıda ürünlere bakarken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Ancak
dolaşmaktan yorulduğunuzu hissedince zamanı fark ediyorsunuz. Bu
yorgunluk hali için, Urfa’da en doğru adres Gümrük Han. 1562 yılına
tarihlenen kare planlı hanın üst katında küçük atölyeler hararetle
çalışırken; kentin yaşlıları, mekânın ortasında kalan, dut ve çınar
ağaçlarıyla gölgelenen avluda zaman yokmuş gibi sakince dama oynuyorlar.
Urfa denince akla gelen pul biber için oluşturulan İsotçu Çarşısı’nın
yanı sıra neredeyse her meslek dalı için bir çarşı var kentte. Bıçakçı,
keçeci, kürkçü, çadırcı, kazancı, pamukçu ve koltukçu çarşıları
bunlardan bazıları. Ancak tüm bu çarşılar içinde en özel yere sahip
olan, Bakırcılar Çarşısı. Hüsniye Çarşısı olarak da anılan çarşının
içinde sıralanan bakırcı ustaları, gün boyu dövme çekiç tekniğiyle
siniler, tavalar, sahanlar, ibrikler ve çeşitli hediyelik eşyalar
yapıyorlar. Çarşıların etrafında yoğunlaşan eski sokaklar ve taş evler
her şeye rağmen hâlâ çok etkileyici. Labirenti andıran, kemerli
geçitlerle birbirine bağlanan Urfa sokaklarında yürümenin ve detaylarla
zenginleşen taş evleri izlemenin keyfine doyulmuyor.
|
Urfa’nın kültür ve
damak zenginlikleri
Urfa’nın merkezi kadar yakın çevresinde de tarihsel olarak son derece
zengin mekanlar bulunuyor. Kuşkusuz ki bu mekânların en başında Harran
geliyor. Urfa’ya elli kilometre mesafedeki Harran, konik kubbeli toprak
evlerinin yanında, ilk İslam üniversitesine de evsahipliği yapıyor.
Çevrede görülmesi gereken diğer önemli yerler arasında, Urfa evlerinde
kullanılan sarı taşın çıkarıldığı Bazda Mağaraları, 1228 yılına
tarihlenen Selçuklu yapısı Han El-Barur Kervansarayı, Asurlular
döneminde paganlığın merkezi olan Soğmatar Harabeleri var.
Peygamberler Şehri olarak da anılan Urfa, sadece tarihi mekânları ve
zengin çevre seçenekleriyle değil, yemek kültürüyle de insanı cezbeden
bir kent. Urfa mutfağı denince ilk akla gelen yemek olan çiğ köftenin
geçmişi, Hz. İbrahim dönemine kadar uzanıyor. Patlıcanlı kebap, borani,
lebeni çorbası, bulgur köftesi, sarımsak aşı, isot çömleği, marul
dolması, soğan tavası ve masluka gibi daha onlarca Urfa yemeği, çiğ
köfte kadar bilinmeseler de yörenin mutfağını zenginleştiren özel
yemekler.
Urfa’nın tatlı çeşitleri de yemekleri gibi çok fazla. Paliza, zerde ve
peynirli helva bunlardan bazıları; ancak, “şıllık tatlısı”nın Urfa
mutfağında özel bir yeri var.
Yemek üstüne içilen acı kahve mırra ise, yapılışı ve sunuluşuyla
bildiğimiz kahvelerden ayrılıyor. Kavrulan kahve çekirdeklerinin irice
çekilmesinin ardından, yarım bardak su ile cezveye konuyor ve 1/3
oranında buharlaşıncaya kadar kaynatılıp posası tamamen dibe çökene dek
bekletiliyor. Süzülen kahve tekrar kaynatılıyor ve kulpsuz küçük
fincanlarla servis yapılıyor.
Urfa’da yüzyıllardır yaşayan bir gelenek de, sıra geceleri. İcra edilen
müzik kadar kurallarıyla da dikkat çeken bu geleneğin özünde ustaya ve
büyüğe saygı önemli yer tutuyor. Geçmişte arkadaşların evlerde biraraya
gelerek yaptıkları sıra geceleri, şimdilerde ziyaretçiler için belirli
mekânlarda düzenleniyor. Urfa’ya gidip de böyle bir sıra gecesi
organizasyonuna katılmamak olmaz. Böylece, evleri ve çarşılarıyla
görselliğine, mutfağıyla da lezzetlerine tanık olduğunuz kentin, sıra
geceleri sayesinde seslerini de duymuş olursunuz.
Konaklama
• Köran Otel. Üç yıldızlı otel, Urfa’da ekonomik konaklama olanağı
arayanlar için ideal. İpek Yolu No:13/A.
Tel: (0414) 313 18 09.
• Harran Otel. Dört yıldızlı otel özellikle havuzuyla Urfa’nın sıcak
havasına dayanma gücü veriyor. Atatürk Bulvarı No: 4/A.
Tel: (0414) 313 28 60.
• Otel El-Ruha. Kentin tek beş yıldızlı oteli konfor arayanlar için
ideal.
Tel: (0414) 215 44 11.
Ulaşım
THY’nin Urfa’ya direk uçuşları mevcut, Onur Air’in ise Urfa’ya 2,5
saatlik mesafedeki Gaziantep’e uçuşları var.
Tatlıses Turizm’in, Türkiye’nin birçok yerinden Urfa’ya düzenlediği
otobüs seferleri var.
THY: 444 08 49.
www.thy.com
Onur Air: (0212) 662 97
97.
www.onurair.com
Tatlıses: 444 00 01 -
444 00 63.
Tur
Arnika Turizm bölgeye yıl boyunca paket turlar düzenlemektedir.
www.arnika.com.tr (0212) 245 15
93
Bu makale Voyager dergisinde Ekim 2005 de yayınlanmıştır.