Yazı
ve Fotoğraflar:
Ömer Kokal
Ankara’yla İzmir’in, İstanbul’la,
Antalya’nın arasında kavşak noktası olan Afyon, güçlü geçmişinin ve
doğasının zengin ürünleriyle ziyaretçilere çok şey sunuyor.
Afyon kaymağı,
Afyon sucuğu, Afyon lokumu, Afyon mermeri. Ürünlerinin başına adını
gururla koyan ve onlarla anılır hale gelen Afyon sadece söz konusu
ürünlerle sınırlı değil. Tam aksine M.Ö. 3000’li yıllara kadar giden
tarihi boyunca Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler gibi kültürel
zenginlikleri tartışılmaz uygarlıklara evsahipliği yapmış olmanın
izlerini de taşır.
Roma ve
Bizans döneminin ardından gelen Selçuklu ve Osmanlı dönemi şehrin hem
mimari, hem de kültürel yaşamını şekillendirmiş. Geçmişindeki güçlü
kültürlerin etkisinin yanısıra Anadolu’nun önemli kentlerinin yollarının
buradan geçmesi, Afyon insanına derin bir hoşgörü kazandırmış.
Özellikle kışları sertleşen iklimi Afyon’luların yüzlerine yansımış.
Ancak bu sert görünümlerinin altında son derece misafirperver ve
iyiniyetliler. Kentin yabancısı olduğunuzu anladıklarında sohbetin ve
ikramların sonu gelmiyor.
Afyon geniş
caddeleri ve alçak kaldırımlarıyla son derece düzenli ve sakin bir kent.
Bu nedenle kent merkezini bir günde gezmek mümkün. Frig Vadisi’ne
ayrılacak ikinci günle birlikte Afyon haftasonunu keyifli geçirmek
isteyenler için ideal bir seçenek. Bu keyfi ikiye katlayan ise kentin
her yerinde bulabileceğiniz termal oteller ve kaplıcalar. Bu olanaktan
yararlanmak için mutlaka termal bir otelde kalmanızı öneririm.
Gelelim bir
günde Afyon turumuzun programına. Kentte görülecek hemen heryerin
merkezde olması ve aralarındaki mesafelerin kısa oluşu bu programı
araçsız uygulamınıza olanak veriyor.
İmaret Camii
bu gezinin ilk durağı olmalıdır. Kentin karakterini oluşturan Selçuklu
ve Osmanlı mimarisinin harmanlanmış hali olan cami 1472 yılında Gedik
Ahmet Paşa tarafından yaptırılmış. Mavi çinili, spiral yivli minaresi
Selçuklu, iki kubbeli ana yapısı Osmanlı cami mimarisinden izler taşıyan
yapı kentin en büyük camisi. Gedik Ahmet Paşa Külliyesi olarakta anılan
bu yapılar topluluğuna caminin hemen yanıbaşındaki hamam ve medresede
dahil.Taş Medrese olarak anılan tipik Osmanlı medresesi tarzındaki yapı
günümüzde kafe ve sanat merkezi olarak kullanılıyor. Hamam, hala
Afyonlu’lara hizmet etmeyi sürüdürüyor.
Külliye’den
ayrılıp Bankalar Caddesi boyunca yapacağınız kısa bir yürüyüşle Hükümet
Meydanı’na ulaşırsınız. Bu meydanda bulunan Kurtuluş Savaşı günlerinde
karagah olarak kullanılan yapı, günümüzde Zafer Müzesi olarak hizmet
veriyor. Müzede, Kurtuluş Savaşı sırasında kullanılan silahlarla o
günlerden fotograflar ve objeler sergileniyor.
Müze binasının
hemen karşısında uzanan, araç trafiğine kapalı geniş cadde kentin
alışveriş anlamında kalbinin attığı Uzun Çarşı. Burada sıralanmış
dükkanlarda ve çarşının sonunda yer alan tarihi Bedesten’de aradığınız
her şeyi bulmanız mümkün. Lokum ve şekerciler bu caddede sıralanırken,
sucuk imalatçıları Bedesten’in arka sokağındaki dükkanlardalar. Ünlü
Afyon kaymağını ise Uzun Çarşı’nın bitiminde yer alan Ot Pazarı
Camisi’nin önünde, sabahın erken saatlerinden itibaren köylerinde
ürettikleri kaymağı satmaya gelen köylülerden alabilirsiniz. Ancak
kaymaklı ekmek kadayıfını onlarda bulamazsınız. Bunun için Zafer
Müzesi’nin yanıbaşında hizmet veren, 80 yaşına merdiven dayamış Hidayet
Amca’nın küçük dükkanına gitmeniz gerekir.
Afyon’da
yemek denince akla gelen bir başka renkli kişilikte, Ali Osman
Lüleci’dir. Yıllarca beş yıldızlı otellerde ahçıbaşılık yaptıktan sonra
kendi restoranını açan Ali bey hat ve resim yapar, ud çalar. Yemek
yapmayı da sanat olarak gördüğü için size sunduğu nefis çorbalarının
üzerine hiç üşenmeden karabiberle manzara resimleri yapıverir. Onun
restoranında sadece Afyon’un tadına doyulmaz yemeklerini değil Afyon
insanının tadına doyulmaz sohbetlerinide bulursunuz.
Yemek
sonrası sırada herbiri en az yüz yıllık Osmanlı Evleri’nin sıralandığı
eski Afyon’un sokakları sizleri bekler. Adeta mimari bir açık hava
müzesi görünümündeki bu sokaklar, belki de içinde yaşamın devam ettiği
evlerin, ülkemizde en yoğun olarak bulunduğu sokaklardır. Detaylarındaki
ve renklerindeki zenginlikle insanı büyüleyen bu evlerin arasında yer
alan Mevlevihane Camii ve Ulu Cami eski Afyon’un mimari dokusuna güç
katar. 13. yüzyıl Selçuklu döneminde kurulan Mevlevihane o yıllarda
Konya’dan sonra mevleviliğin ikinci önemli merkezi olmuş. Bugün sadece
cami olan yapı 1908 yılında bugünkü şeklini almış.
Uzun yıllar
Afyon’un adının Selçuklu’nun önemli sadrazamlarında Sahip Ata’ya ithafen
Karahisar-ı Sahip olarak anılmış olması sanırım kentteki güçlü Selçuklu
etkisini anlatmak için yeterli olur. Bu etkinin en yoğun olarak
görülebildiği yapı ise Ulu Cami’dir. 1273 yılında inşa edilmiş olan
caminin yeşil çinili minaresi ve içinde yer alan 40 adet ahşap kolonu
görülmeye değer.
Ulu Cami’nin
karşısındaki sokaklar, sizi kente adını veren ve Afyon’un simgesi haline
gelen kaleye götürür. Ancak, bu gidiş o kadar da kolay değil. Çünkü,
zirvesinde kale bulunan kaya bloğunun yüksekliği 226 metre. Restore
edilmiş kaleye ulaşıp, Afyon’un tarihi evler ve camilerden oluşan
etkileyici manzarasını görebilmek için 700 basamak çıkmanız gerekiyor.
Her ne kadar zor görünse de yolun sonundaki manzara için
değer.
İlk kalenin M.Ö.
1350 civarında Hitit Kralı II. Mursilis tarafından yaptırıldığı
düşünülüyor. Kalenin surları içinde bulunan kaya bloğuna oyulmuş
basamaklar buranın geçmişte Kybele’ye tapınım amacıyla kullanıldığının
kanıtı.
Afyon’un
çevresinde de, merkezinde olduğu gibi çok sayıda gezilecek mekan var.
Frig Vadisi bu mekanların başında yer alıyor. Afyon, Eskişehir arasında
uzanan yol boyunca aralıklı olarak sıralanan Frig eserlerinin en iyi
örnekleri İhsaniye’deki Aslankaya Tapınağı, Maltaş Tapınağı, Aslantaş ve
Yılantaş kaya mezarları.
Yol boyunca
konmuş olan sarı tabelalar aracılığıyla bu eserlere ulaşmak son derece
kolay. Aynı yol üzerinde, 5 km. içerde yer alan Ayazini Köyü’nde ise
bölgenin Bizans dönemine ait kayalara oyulmuş bir kilise bulunuyor.
Kilisenin yanı sıra peribacaları şeklindeki kaya oluşumları da son
derece ilginç.
Afyon
mermerinin önemli bölümünün çıkarıldığı İscehisar ise çevrede görülmesi
gereken bir diğer yerleşim. M.Ö. 3.yy.da burada bulunan Dokimeon antik
kentinden çıkarılan yaklaşık 360 parça mermer eser İscehisar
sokaklarında sergileniyor. Açık Hava Müzesi olan bu sokaklar mutlaka
gezilmeli.
Afyon ve
çevresinde yapılacak bu geziler her ne kadar yorucu olsa da kentin
zengin termal suları yorgunluğunuz fazlasıyla alacaktır.
|
Yöresel pazar her gün
kuruluyor. |
|
ÖNE ÇIKANLAR:
-
Hem
sağlık, hem de rahatlamak için ideal olan şifalı termal sulu kaplıca
ve otelleri.
-
İçlerinde gündelik yaşamın devam ettiği, herbiri mimari anlamda
büyüleyici tarihi konakları.
-
Kentin tam ortasında yer alan heybetli bir kaya bloğunun tepesindeki
kalesi.
-
Geçmişi M.Ö.1200‘lere kadar uzanan efsanevi kral Midas’ın ülkesi
Frigya’nın etkileyici eserleri.
-
Köylerinde üretilen nefis kaymağı, ağızlara tad veren lokumları ve
Afyon denince akla gelen sucukları.
-
İlaç
yapımında kullanılan kabuğu ve yağ yapımında kullanılan
çekirdekleriyle insan sağlığına hizmet eden haşhaş bitkisi.
1) “Huzur Arayana”
Oruçoğlu Termal
Hem termal sularından
yararlanıp, hem de huzur içinde dinlenebileceğiniz Oruçoğlu Termal
Resort, hizmet anlayışıyla göz dolduruyor.Tel:0272 251 50 50. www.orucoglu.com.tr
2) “Kırk Direkli”
Ulu Cami
1272 yılında inşa
edilen caminin kırk ahşap direkli iç mekanı çok etkileyici. Ayrıca mavi
sır tuğlalı, baklava dilimli minaresi görülmeye değer.
3) “Konya’dan Afyon’a”
Mevlevihane
Mevlevilik’te
Konya’dan sonra ikinci sırada yer alan Afyon’un mevlevihanesi 1844
yılında yeniden yapılmış. Artık sadece cami olarak hizmet veriyor.
4) “Milli Mücadele”
Zafer Müzesi
Hükümet Konağı’nın
hemen karşısında bulunan müze Kurtuluş Savaşı’nın ruhunu anlamak için
mutlaka ziyaret edilmeli. Haftasonu hariç hergün 8:30-17:00 arası açık.
5) “Renk Cümbüşü”
Afyon Evleri
Afyon Kalesi’nin
bulunduğu tepenin etrafında yoğunlaşan herbiri en az yüz yıllık evler
renkleri ve detaylarıyla göz kamaştırıyorlar.
6) “Kaya Ormanı”
Frig Vadisi
Afyon, Eskişehir
arasında uzanan vadide Frigler’den kalan kaya kabartmalarını görmek
mümkün. İhsaniye kabartmalarla, Ayazini peri bacalarıyla dikkat çekiyor.
7) “Her Derde”
Kaplıcalar
Romatizmadan, strese
kadar birçok hastalığa iyi geldiği söylenen şifalı termal sulardan
yararlanmak için kentte ve yakın çevresinde birçok kaplıca ve otel
mevcut.
8) “Gökkuşağı Gibi”
Halı, Kilim
Özellikle Emirdağ ve
Bayat kök boyalı halı ve kilimleri canlı renkleri ve yöreye özgü
desenleriyle son derece gözalıcı. Emirümmetoğlu Halıcılık. Köprübaşı 1.
Tel:0272 2155784
9) “Ne Ararsan”
Bedesten
Afyon küçük bir
Anadolu kenti iken alışverişin kalbi burada atıyormuş. Kentin büyümesine
rağmen tarihi bedesten hala görevini sürdürüyor.
10) “Şifa Kaynağı”
Haşhaş Yağı
Bölgede bol
miktarda yetişen haşhaştan elde edilen yağ ve kahvaltıda yenen ezmesi
öksürükten, kalbe kadar bir çok şeye iyi geliyor.Ömer Aydeniz. Yağ Hali
İçi 16. Tel:0272 215 88 91.
11)”Vaha Gibi”
Taş Medrese
Gedik Ahmet Paşa
Külliyesi’nin dahilinde olan yapı tipik Osmanlı medrese mimarisinde inşa
edilmiş.Günümüzde kafe ve sanat merkezi olarak kullanılıyor. Tel:0272
212 10 11.
12) “Ağız Tadı”
Lokum, Şeker
Fıstıklısından,
cevizlisine kadar bir çok çeşidi olan lokumlar kentin lezzete olan
düşkünlüğünü simgeliyor. Öztaylan Şekerleme. Enstitü Cad. No:3. Tel:0272
215 26 95.
13) “Lezzet Ustası”
Lüleci Restoran
Resim, hat, müzik
gibi sanatın birçok dalıyla uğraşan Ali Osman Lüleci yemek yapmayı da
sanat haline getirerek nefis tadlar hazırlıyor. Özel İdare İşhanı K.1.
Tel:0272 213 80 70.
14) “Her Yerde”
Afyon Kalesi
Kentin heryerinden
görülebilen 226 metrelik volkanik bir kaya üzerine inşa edilen kalenin
geçmişi M.Ö.1350 yıllarına kadar gidiyor. 700 basamak çıkarsanız nefis
manzara sizi bekliyor.
15) “Kentin Simgesi”
Sucuk
Çarşı sokaklarının
her yanında sallanan sucuklar Afyon’luların bekli de en sevdikleri
yiyecek. Tercih ettikleri marka ise, Sertçivi Sucukları. Bedesten
Aralığı 12. Tel: 0272 215 41 57.
16) “Saf Beyaz”
Süt Kaymağı
Kentin simge
yiyeceklerinden olan kaymak belediye binasının önünde direk üretici
köylüler tarafından satılıyor. Kaymakçı Hidayet. Milli Birlik cad. 2.
Tel:0272 215 39 34.
17) “Asil Taş”
Mermer
Nefis renkleri ve
dokularıyla mimari ve dekorasyonun vazgeçilmezi olan Afyon mermerleri,
hediyelik objeler olarakta üretiliyor. Gündüz Mermer. Ankara Yolu 15.km.
Tel:0272 223 15 85. www.gunduzmermer.com
18) “Peri Bacaları”
Ayazin, Göynüş
Afyon’un yakınında
bulunan Ayazin Köyü peri bacalarını andıran kaya oluşumları ve kayalara
oyulmuş kilisesiyle, Göynüş Vadisi ise Frig kaya anıtlarıyla dikkar
çekiyor.
KONAKLAMA:
Oruçoğlu Termal Resort. Aroma terapi, çamur banyosu ve termal sularla
rahatlamak isteyenlere uygun olan otelin açık ve kapalı havuzlarıda
mevcut. Tel: 0272 251 50 50
www.orucoglu.com.tr
Grand Özer Termal
Otel. Dört yıldızlı olan otelil termal olanakları biraz zayıf ancak
şehir merkezinde olması avantaj. Süleyman Göçer Cad. No:2. Tel: 0272 214
33 00.
www.grandozer.com
Hotel Soydan. Şehir
merkezindeki otel mütevazi şartlarda konaklamak isteyenler için ideal.
Turan Emeksiz Cad. No:2
Tel: 0272 215 60 70 .
ULAŞIM:
Afyon’a tüm büyük
kentlerden düzenli otobüs seferleri mevcut. Kente en fazla seferi olan
firma ise Kamil Koç.
Kamil Koç Turizm. Tel: 444 0 562.
www.kamilkoc.com
TURLAR:
Arnika turizm herhaftasonu
Oruçoğlu Termal Resort konaklamalı Afyon turları düzenliyor. Bu gezinin
programında Afyon şehir turu ve Frig Vadisi gezileride var.
Arnika Turizm Tel:0212 245 15 93.
www.arnika.com.tr
Bu makale Voyager dergisinde Mart 2005 de yayınlanmıştır.